Haftanın Videosu
HAFTANIN VİDEO'SU ,BU HAFTAKİ EN BEYENDİĞİMİZ VİDEO.YA HAZRETİ MUHAMMED Ya Hz.Muhammed Arşın kubbelerine adı nurla yazılan, İsmi semâda Ahmed yerde Muhammed olan, Yedi katlı göklerde Hak cemalini bulan, Evvel ahir yolcusu ya Hz.Muhammed. Sağnak nur yağmurları inerken yedi kattan, O gece sendin gelen ezel kadar uzaktan, Melekler her zerreye müjde verirken Haktan, O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed. Güneşler o gecenin nuruna secdederken, Yıldızlar meşk eder içinde kainat vecd ederken, Bütün hamdü senâlar yüce Rabbe giderken, O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed. Kâbe’de şirk taşları putlar yere dönerken, Cehalet bayrakları birer birer inerken, Bin yıllık küfr ateşi ebediyyen sönerken, O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed. O gece Save gölü mucizeyle kururken, Kisra saraylarında sütunlar savrulurken, Arzdan arşa alemler rahmetini bulurken, O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed. Senki doğum kundağı ak bulutla örülen, Doğar doğmaz Allah’a secde emri verilen, Alnında alemlere rahmet tacı görülen, Kainat efendisi ya Hz. Muhammed. Senki güzel huyların ahlakın meş’alesi, Sabır doruklarında beşerin en yücesi, Senin cennet mekanın fakirlerin hanesi, Gönüller hazinesi ya Hz. Muhammed. Sana şahid sonsuzlar ezelden beri her an, Sana şahid ayetler her zerre ve her mekan, Senden uzak kalmaya nasıl dayanırki can, Sen her canda canansın ya Hz. Muhammed. Miraç gecesi birbir açılıyorken gökler, Seni selamlıyorken her katta peygamberler, Öyle bir an geldiki durdu bütün melekler, Hakka yalnız yürüdün ya Hz. Muhammed. Gönül gözü görmeyen can gözünü neylesin, Dünya da dönmeyen dil mahşerde ne söylesin, Mevla bütün beşeri ümmetinden eylesin, Sancağının altında ya Hz.Muhammed. Hak ile kul vuslatı o ilahi düğünde, Hiç kimseden kimseye fayda olmayan günde, Hasatları has tartar o terazi önünde, Noksanlarım bağışlat ya Hz. Muhammed. Bilirizki hükmü yok bu dünya nimetini, Gönüldür sermayesi ahiret servetinin, Sana salat ve selam gönderen ümmetinin, Cennetler şahidi ol ya Hz.Muhammed. Dursun Ali Erzincanlı * * * * * * * GOETHE’NİN Hz. MUHAMMED’E YAZDIĞI ŞİİR Sevinç sevinç berrak Ve yıldız yıldız parlak Bir dağ pınarı Üstünde beyaz bulutların Ve kuytusunda bir yeşil yamacın Aziz ruhlar sallamış beşiğini Veda edip çocuk tazeliğiyle bulutlara Raks eder gibi iner mermer kayalara Haykırır sevincini semalara Dağ geçitlerinde Önüne katar renk renk çakılları Ve bağrına basar kardeş pınarları Çiçeklenir ayak bastığı yerler Ve nefesiyle yeşerir çimenler Yoldaşı olur şimdi ırmaklar Ovaları doldurur gümüş ışıklar Bir ses yükselir pınarlardan “Kardeş ayırma bizi koynundan, Bekliyor Yaratan. Yoksa bizi çölün kumları yutacak Güneş kanımızı kurutacak Kardeş, Dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını Hepimizi alıp koynuna Eriştir bizi yüce Rabbına Ezeli Derya’nın yanına.” Peki, der, dağ pınarı Kendinde toplar bütün pınarları Ve haşmetle kabarır göğsü, kolları Ülkeler açılır uğradığı yerlerde Yeni şehirler doğar ayaklarının altında… Kulelerin alev zirvelerini Ve haşmetli mermer saraylarını Bırakıp arkasında Yürür mukadder yolunda Dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak İhtişamının şahitleri Evlatlarını Rabbine ulaştırarak Karışır İlahi ummana coşarak! Goethe * * * * * * * MUHAMMEDİN YAKARIŞI
Gerçi saklandığı yere, o pek yüce olan Girince bir bakışta tanınan Melek Dimdik ve görkemli parıltılar salan: Yalvardı bütün iddialardan vazgeçerek İzin verilsin diye gezgin kalmasına Eskisi gibi, dalgın bir tacir olarak yani; Okumuşluğu yoktu, fazla gelirdi ona da Bilginlere de görmek sözün böylesini. Melekse emredercesine gösteriyordu Levhasına yazılanları yalvarana Gösteriyor ve istiyordu tekrar: Oku Okudu O da: Öyleki Melek hayrandı. Çoktan okumuş denirdi artık ona Yapabilendi o, kulak veren ve yapandı.
Rainer Maria Rilke
* * * * * * *
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK
Allah birdir Peygamber Hak Rabbül alemindir mutlak Senlik benlik nedir bırak Söyleyim geldi sırası
Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i Hep Adem’in oğlu kızı Beraberce şehit gazi Yanlış var mı ve neresi?
Kuran’a bak İncil’e bak Dört kitabın dördü de Hak Hakir görüp ırk ayırmak Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut Senlik benlik nedir sil at Tuttuğun yola doğru git Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş Değil miyiz hep bir kardaş Bizi yakar bizim ateş Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden Hem belinden hem elinden Hayır ve şer emelinden Hakikat bunun burası
Şu alemi yaratan bir Odur külli şeye kadir Alevi Sünnilik nedir Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan Var olmuşuz emir Haktan Rahmet dile sen Allah’tan Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola Sen Allah’tan birlik dile İkilikten gelir bela Dava insanlık davası…
Aşık Veysel
* * * * * * *
Çile’den PEYGAMBER
Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek…
Sensin ölüme hisar;
Bâkisi hep inkisar..
Sar bizi, çepçevre sar,
Rahmet rüzgârı etek!..
(1958)
Esselâm’dan NUR
Yok bile yokken O vardı;
O bir nur… Ki mutlak saffet.
Âdem, Allah’a yalvardı;
O nur için beni affet!
Âdem’in alnında bir nur;
Derken öbür Peygamberde.
Âyet ki, çıplak okunur;
Ne bir harf, ne zarf, ne perde.
Geçti bilmem kaç nesilden,
O nur, İlâhi daire…
İbrahim’den İsmail’den,
Vesaire vesaire…
O nur, o nur, elde sancak;
Aktarılır, nebî nebî.
Bir beklenen var ki, ancak,
Nurun ezelden sahibi…
Nur sırdır, ışık üstü sır;
Vurduğu eşya gölgesiz.
Onsuz insan kör ve sağır;
Ülkeler onsuz, ülkesiz.
Son Peygamber, son Peygamber!
İlk olunca sona geldi.
Nur, fezayı tutan çember,
Ondan gelip O’na geldi.
Necip Fazıl Kısakürek |